28 Aralık 2011 Çarşamba

FİLM ÇÖZÜMLEMELERİ/ PARAMPARÇA AŞKLAR VE KÖPEKLER

PARAMPARÇA AŞKLAR VE KÖPEKLER
3.1. Filmin Çözümlemesi
Filmin Orijinal Adı : Amores Perros
Yönetmeni : Alejandro Gonzáles Iñáritu
Yapımı : Meksika
Yapım Yılı : 2000
Çözümlenen Sahnenin Filmde Yer Aldığı Bölüm: 1.CD / 47.13 – 57.36
Filmin Özeti: Film, aynı kazada kesişen 3 öyküyü anlatmaktadır. İlk hikayenin kahramanı Octavio, ağabeyinin karısı Susanna’ya âşıktır ve onunla kaçma planları yapar. Bunun için köpeğini dövüştürerek para biriktirir. Bu dövüşler sırasında birisiyle kavga ederek onu yaralar ve kaçmaya başlar. Kaçarken başka bir arabayla çarpışır. Çarptığı arabadaki kişi, ünlü model ve televizyon yıldızı Valeria Amara’dır. Kazadan sonra Valeria sakat kalır ve hayatı tamamen değişir. Kaza olduktan sonra Octavio’nun parasını çalan ve köpeğini yanına alan El Chivo ise eski bir gerilladır. El Chivo uzun zamandır bir serseri gibi yaşamaktadır ve ailesinden ayrıdır. Kızı Maru, onun hayatta olduğunu bile bilmez. Tek amacı günün birinde kızıyla yeniden bir araya gelmektir.

ANLATI:
Sahne Özeti: Filmdeki üç hikâyeden ilkinin kahramanı Octavio, ağabeyinin karısı Suzanna’yı sevmektedir ve onunla kaçabilmek için köpeğini dövüştürerek para biriktirir. Köpeğini, Octavio’nun köpeğiyle dövüştüren Joracho, yenilince Octavio’nun köpeğini yaralar. Bunun üzerine Octavio da onu bıçaklar ve arabayla kaçmaya başlar. Joracho’nun adamları onu kovalar. Octavio tam ellerinden kurtulduğunu düşündüğü sırada bir başka arabayla çarpışarak kaza yapar.
Görsel ve İşitsel Özellikler: Çekimler arasında hızlı geçişler, hızlı panlar ve sarsıntılı kamera kullanımı var. Gerçek sesler kullanılmış ve zaman zaman buna görüntü dışında olan gürültülü bir müzik eşlik etmektedir. Bütün bu özellikler sahnenin dinamizmini artırıcı etki taşımaktadır.
Sahnenin İşlevi ve Önemi: Film, bu kazada kesişen üç öyküyü anlatır. Sahne, kazayı hazırlayan olayları anlatmaktadır.
Öykünün Sunumu: Doğrusal zaman akışıyla birlikte, geriye dönüşler ve ileri sıçrayışlar da yer almaktadır. Bir öykünün anlatımı sırasında diğer öykülerden kesitler de sunulmaktadır.
Anlatıcı: Filmi anlatan bir üst ses yoktur.
İzleyicinin Konumlandırılışı: Filmin genelinde yaygın olarak kullanılan omuz kamerası, izleyiciyi o anda olayların içinde olan biri konumuna getirmektedir.
Gerçeklik Etkisi: Omuz kamerasının kullanımıyla, izleyiciye kendi de olayların içindeymiş etkisi uyandırması filmin gerçekçiliğini güçlendirmektedir.
MİZANSEN:
Dekor: Gerçek mekânlar, apartman daireleri ve dış çekimlerde de sokaklar kullanılmıştır.
66
Mekân: İç mekânlar ve dış mekânlar filmde eşit oranda kullanılmıştır. Gündüz çekimleri ağırlıktadır.
Aydınlatma: Doğal ışık (dış çekimlerde günışığı) kullanılmıştır, bu nedenle gerçekçi bir aydınlatma olduğu söylenebilmektedir. Gündüz çekimleri ağırlıkta olduğu için genelde mekânın tümü aydınlıktır ve net görülebilmektedir.
Oyunculuk: Filmde profesyonel oyuncular oynamıştır. Oyuncular kamera yokmuş gibi davranmaktadır. Kamera karakterlerin hareketlerine paralel olarak onları takip etmektedir.
Giysi/Makyaj: Karakterlerin sosyo-ekonomik yapılarına uygundur; bu nedenle gerçeğe uygun kullanıldığı düşünülmektedir.
SİNEMATOGRAFİ:
Fotografik Özellikler:
Kullanılan Film: Renkli ve hızlı film
Alıcı/Film Hızı: Normal hız
Mercek: Normal objektif
Odaklama/Alan Derinliği: Net alan derinliği zayıf ve odak kaydırma yaygın olarak kullanılmış.
Kamera Çerçeveleme:
Kamera Açısı: Çoğunlukla göz hizası ancak kişilerin bakış açısına göre al açı/ üst açı kullanımı da vardır.
Çekim Ölçeği: Çoğunlukla yakın plan çekimler (göğüs, bel, yüz ve ayrıntı çekim) kullanılmıştır. Boy çekim çok azdır.
Kamera Hareketleri: Ağırlıklı olarak omuz çekimi kullanılmıştır. Pan, hızlı pan, tilt gibi kamera hareketleriyle kamera, karakterleri takip eder. Ayrıca diyaloglarda da açı-karşı açı yerine pan kullanımı yaygındır.
Çekim Türü: Olayı anlatan genel sahneler ve açılamalar.
KURGU:
Geçiş Teknikleri: Kesme
Kurgunun Amacı: Bir hikâyenin anlatımında diğerlerine sıçrama yapılmaktadır. Geri dönüşler ve ileri sıçrayışlar sıklıkla kullanılmıştır. Kesmeler, filmin dinamizmini artırmak amacı taşır.
Kurgunun Ritmi/Çekim Süresi: Ortalama çekim uzunluğu 10,8 kare/dakikadır. Diyaloglarda ve kamera karakterlerin hareketlerini takip ederken çekimler uzundur ve omuz kamerası kullanılmıştır. Köpek dövüşleri, arabayla takip gibi aksiyon sahnelerinde ise kısa çekimler ve hızlı bir ritim vardır.
Kurguda Grafiksel / Mekânsal / Zamansal İlişkiler: Kurgu filmin dinamizmini artırmaya yöneliktir. İleri sıçrayışlar ve geriye dönüşlerle filmde anlatılan farklı öyküler arasındaki bağ kurulmaya çalışılır ve bir olay olup biterken, aynı zaman zarfında diğer öyküde neler olduğu anlatılmak istenir.
SES:
Müzik: Sonradan eklenmiş ve pop-rock tarzındaki hızlı bir müzik aksiyon sahnelerine eşlik eder. Müzik, sahnenin dinamizmini destekleyici niteliktedir.
Ses Efekti: Doğal sesler ve görüntüye paralel olan efektler kullanılmıştır (silah patlaması, trafik gürültüsü, araba çarptığında çıkan ses vb.) .
68
Diyalog: Diyaloglar öykünün aktarılmasını destekler ve filmde önemli bir yer tutar.
Anlatıcı / Üst Ses: Filmi dışarıdan anlatan bir üst ses yoktur.
Eşleme: Görüntü ve ses birbirine paraleldir. Sahneleri birbirine bağlayan ses köprüleri yoktur.
3.2. Paramparça Aşklar ve Köpekler’de Gerçekçilik
Paramparça Aşklar ve Köpekler, son dönemde yükselişe geçen Güney Amerika sinemasının en başarılı yönetmenlerinden Alejandro Gonzales Iñaritu’nun ilk uzun metraj filmidir. Film, merkezine bir trafik kazasını alarak, bu kazanın kahramanlarına ait üç farklı öykü anlatır. Günümüz Meksika’sında geçebilecek, büyük şehrin kalabalığı arasında fark edilmeden akıp giden ve sıradan gibi görünen bu öyküler, yine kalabalık bir caddede, bir kavşakta kesişir. Tek bir öyküyü ele almaz ve birkaç ana karakter üzerine yoğunlaşır. Bu durum, izleyicinin kendini tek bir kahramanla özdeşleştirmesine de engel olur. Bununla birlikte filmin bu özelliği, günlük hayatta herkesin farklı öykülerin kahramanları olduğunu ve fark etmesek de bunların yanımızdan geçip gittiğini anlatmak ister gibidir.
Filmin en dikkat çekici özelliği öyküde geçen aksiyona paralel olarak giden hızlı panların yoğun olarak kullanılması, hızlı kurgusu ve dinamik yapısıdır. Öyküler zaman zaman birbirinin içine geçer. İzleyiciye, bir öykü anlatılırken diğerlerinde aynı zamanda neler olup bittiğini gösteren ipuçları verilir. Bu amaçla sık sık geri dönüşlere ve ileri sıçrayışlara da başvurulur. Film, olayların kesiştiği kaza sahnesiyle başlar ve bundan sonra Octavio’nun öyküsü geri dönüşle anlatılır. Doğrusal zaman akışının bozulması, izleyiciyi bir parça gerçeklikten uzaklaştırsa da bir yandan günlük yaşamda farklı yaşam öykülerinin bir arada yaşandığını vurgular.
Filmde gerçek mekânlar kullanılmıştır ve gündüz çekimleri ağırlıktadır. Böylece gündüz doğal ışıktan yararlanılabilmiştir. Doğal günışığı, filmin gerçekçiliğine katkıda bulunmuştur. Ayrıca hem iç çekimlerde hem dış çekimlerde mekânın tamamı homojen bir biçimde aydınlanır. Böylece nesneler gerçek hayatta benzer bir ortamda görülebilecek biçimde aydınlatılmıştır. Ancak film malzemesi olarak hızlı filmin kullanılması görüntüde grenli bir yapıya neden olmakta ve izleyiciye bunun bir film olduğunu hatırlatmaktadır.
Filmin gerçekçiliğini etkileyen en önemli özellik, omuz kamerasının varlığıdır. Hareketli sahnelerde kullanılan omuz kamerasıyla çekilen sarsıntılı görüntüler, koşma / kaçma anlarına benzer görüntü etkisi yaratır. Böylece bu kullanım tarzı, izleyiciye “sanki kendisi de öykünün içindeymiş ve sessiz bir biçimde olayları izliyormuş” hissi yaşatmaktadır. Aksiyon sahnelerinde sarsıntının artması ve kurgu ritmini hızlanması bu etkiyi güçlendirmektedir. Benzer biçimde, kamera açısı olarak çoğunlukla göz hizasının kullanılması ve kişilerin bakış açısına göre alt açı-üst açı kullanımına gidilmesi, filmin genelinde yakın plan çekimlerin kullanılması yine aynı amaca hizmet etmektedir. Diyaloglarda ve karakterlerin hareketlerini takip ederken kesmeler yerine uzun çekimler ve pan hareketlerinin kullanılması, izleyicinin bir kişiyi ya da hareketi takip ederken başını çevirmesini andırmaktadır. Filmin normal alıcı hızında ve normal objektifle çekilmesi de görüntüde bozulma yaratmaz ve izleyiciyi doğal görsel algıdan uzaklaştırmaz.
Filmde yer alan oyuncular da kameranın varlığını izleyiciye hissettirmez. Karakterlerin giyim tarzları onların sosyal ve ekonomik durumu hakkında izleyiciyi bilgilendirmektedir. Filmdeki sesler de doğaldır ve görüntüdeki nesnelere ait (araba, silah vs.) olanlar dışında ses efekti kullanılmamıştır. Aksiyon sahnelerinde çalan müzik bile, sonradan eklenmesine rağmen, “arabanın radyosunda çalınıyormuş” gibi görüntüye bağlanır.
Paramparça Aşklar ve Köpekler, kullandığı pek çok teknik ve anlatısal özellikle klasik Hollywood yönteminden uzaklaşır. Hızlı panların yoğun kullanımı ve filmin hızlı kurgusu konuya paralel olarak dinamizmi artırırken, ilk bakışta filmin gerçekçiliğini azaltıyor gibi görünmektedir. Ancak bu ritmin konuyla uyumu ve en önemlisi omuz kamerasının varlığı izleyiciyi “filmin gizli bir karakteri” konumuna yerleştirmekte, “izleyicinin kendisi de olayların içindeymiş” izlenimi yaratmaktadır.

Hiç yorum yok: