9 Mart 2012 Cuma

Mulholland Çıkmazı (Mulholland Drive) Ve Varoluşçuluk


Film, gerilimli bir jenerik müziğiyle başlar. Ancak bu müzik kısa bir süre sonra
neşeli bir melodiye dönüşür. Jenerikte eski moda giyimli çiftler dans eder. Yapılan
dans yarışmasının birincisi, sonradan Diane / Betty olarak tanıyacağımız kişidir.
Diane, ödülünü almak için sahneye çıktığında yanında, danstaki eşi yerine yaşlı bir
çift vardır. İzleyicilerden biri ona gerçek ismi olan “Diane” yerine, “Betty” diye
seslenerek tezahürat eder. Böylece, Diane’in dans yarışmasında birinci olmadığını,
bunu hayal ettiğini anlarız.
Alkış sesleri, uyuyan birinin odasına kadar eşlik eder. Odanın içinde telefon
çalar. Filmin ilerleyen sahnelerinde odanın Diane’e ait olduğunu anlarız. Diane, o
sırada öznel gerçekliği tercih etmiş, kendi kimliği terk etmiştir. Bu nedenle telefonu
yanıtlamaz.
Kayıp Otoban gibi, bu film de karanlıkta ilerleyen bir arabanın görüntüsüyle
başlar. Yönetmen, filme Hollywood’un üst açı ile çekilmiş görüntüsünü ekler. Bunun
nedeni, filmin sadece aşkta kaybeden bir kadının hikayesi değil, aynı zamanda onun
sinemadaki temsili ile de ilgili olmasıdır.
Araba durur. Önde oturan adam, arkadaki kadına bir silah doğrultur. Ancak, bir
başka arabanın onlara çarpması ile adamlar ölür, kadınsa kaçar. Bunun üzerine, İkiz
Tepeler ve Kayıp Otoban’da olduğu gibi iki dedektif, olay yerine gelip araştırma
yapar. Kaçan kadın, tatile giden bir başka kadının evine sığınır.

Winkies adlı kafede bir adam, arkadaşına gördüğü rüyayı anlatır. Rüyasında
gördüğü korkutucu görünüşlü adamın, gerçekten orada olup olmadığına bakmak için
binanın arkasına giderler. Rüyasını anlatan adam, gerçekten de korktuğu kişiyi görür
ve ölür. Bu sahnenin aslında filmle doğrudan bir ilişkisi yoktur. Burada anlatılan,
filmin öznel bir gerçekle, nesnel bir gerçek arasında gidip geleceğidir. Bu sahne,
öznel gerçekliğin karşısında hor görülmesine yönelik eleştirisi olarak
değerlendirilebilir.
Mafya üyeleri birbirlerini telefonla arayarak, bir kızın kayıp olduğunu söyler.
Adamların, trafik kazası geçiren kadından bahsettiklerini düşünürüz. Ancak, filmi
sonuna kadar izlediğimizde, arananın Diane olduğunu görürüz. Cevaplanmayan
telefon Diane’in evindekinin aynısıdır. Nesnel gerçeklikte Diane’in evinde iki farklı
telefon olduğunu görürüz. Film, Diane’in öyküsünü anlatır. Dolayısıyla, mafyanın
aradığı Diane’dir.

Betty, jeneriğinde gördüğümüz yaşlı çiftle uçaktan iner. Çiftle yolculuk sırasında
tanışmıştır. Yaşlı kadın, onu büyük ekranda izleyeceğini söyler. Buradan Betty’nin
bir oyuncu adayı olduğunu anlarız. Betty’nin yanlarından ayrılmasının hemen
ardından, çift ürkütücü bir şekilde güler. İzleyici için bu gülüşe anlam vermek güçtür.
Ancak, filmin kritik noktalarında görünen bu iki karakterin kimlikleri ile ilgili
değerlendirme yapmak gerekir. Çiftin, toplumsal değerleri benimsemiş, geleneksel
bireyler oldukları söylenebilir. Ayrıca onlar Betty’nin oyunculuk yeteneğini
değerlendirecek izleyicilerdir. Sinema, izleyiciye tek taraflı bir yargılama olanağı
tanıdığı için, Diane çift karşısında korunmasızdır.
Betty, teyzesi Ruth’un yaşadığı yere gider. Sitenin yöneticisi Coco’dan evin
anahtarını alır. Eski görünümüne rağmen eve olan hayranlığını gizleyemez. Banyoda
kazadan kurtulan kadını görür. Onun, teyzesinin bir arkadaşı olduğunu düşünür ve
ismini sorar. Kadın, kazanın etkisiyle hafızasını kaybetmiştir. Philip Lopate’e göre,
kara filmlerdeki kadın karakterleri tehlikeli yapan bilinçsizlikleridir. Mulholland
Çıkmazı’ndaki Rita da aynı şekilde amnezi yaşar, verdiği sözleri unutur
(http://www.lynchnet.com/mdrive/filmc1.html).
İsmini hatırlayamayan kadın, Rita Hayworth’ın oynadığı Gilda filminin afişinden
esinlenerek kendine Rita ismini verir. Afişte “onun gibi bir kadın hiç varolmadı”
yazar. Bu cümle, Rita’nın Betty üzerindeki yıkıcı etkisini vurgular.
Yönetmen, taşradan gelen Betty için büyük düşler ve risklerle dolu bir ortam
olduğunu göstermek için Hollywood’un görüntüsünü tekrar filmine ekler.
Bir yapım şirketinde, takım elbiseli adamlar yönetmene, başrol oyuncusunu
yeniden seçmesi için baskı yapar. Yönetmene, Camilla Rhodes adlı bir aktrisin
fotoğrafını gösterip, yeni oyuncunun o olması konusunda baskı yaparlar. Yönetmen
Adam, onları geri çevirir. Tepkisini mafya üyelerinin arabalarının camlarını kırarak
gösterir. Bunun üzerine mafya lideri, çekimlerin durdurulmasını emreder.
İki serseri sohbet eder. Adamlardan biri, Rita’nın geçirdiği kazaya sebep
olmuştur. Diğer adam beklenmedik bir anda kazaya sebep olan arkadaşını öldürür ve
Telefon Numaralarıyla Dünya Tarihi adlı bir kitabı çalar. Kazayla iki kişiyi daha
öldürmesine neden olur. İzleyici, uğruna cinayet işlenen kitabın adına dikkat
etmelidir. Telefon numaraları ile dünya tarihini bir arada düşünmek zor olsa da,
kitabın ismi filmin ilerleyen dakikalarında anlam kazanır. Camilla’nın önemli bir
oyuncu olduğunu öğrendikten sonra, ilk rolünü mafyayla olan yakınlığından elde
ettiğini anlarız. O, başarısını telefon numaralarına ve kişisel ilişkilerine borçludur.
Diane ise, yeteneğiyle yükselmeyi denemektedir. Filmin ilk yarısında Betty’nin bunu
başardığını görürüz. Ama, nesnel gerçek farklıdır. Diane, sinemada tutunamamıştır.
Diane’nin dans yarışmasında birincilik kazandığı ve teyzesinin sinema dünyasında
bir yerinin olduğu şüphelidir. Yönetmen, bize sinemada yükselmek için kişisel
ilişkilerin öneminin yadsınamayacağını gösterir. Bu nedenle, çalınan kitabın film için
özel bir anlamı vardır.

Betty, teyzesi ile konuşur. Rita’nın teyzesinin arkadaşı olmadığını anlar. Durumu
açıklığa kavuşturmak için Rita’yla konuşur. Rita, ona kaza geçirdiğini ve hafızasını
kaybettiğini anlatır. Birlikte bir ipucu bulabilmek için çantasını açarlar. Çantadan
yüklü miktarda para ve mavi bir anahtar çıkar.
Kitabı çalan adam, sokaklarda Rita’yı arar. Betty’e benzeyen sarışın bir fahişeden
bilgi almaya çalışır. Para yüklü bir çantayla ortadan kaybolan ünlü bir aktrisin,
fahişeler arasında aranması şaşırtıcıdır.
Yönetmen Adam, sekreterinden çekimlerin durdurulduğunu öğrenir. Eve gitmeye
karar verir.

Rita kaza olduğu sırada Mulholland Yolu’na gittiğini hatırlar. Betty, isimlerini
vermeden, polise telefon etmelerini ve yolda bir kaza olup olmadığını sormalarını
önerir. “Her şey filmlerdeki gibi olacak. Başkasıymış gibi yapacağız” der. Bu cümle,
Lynch’in her iki filminde yer alan kameraya işaret eder. Böylece kameranın ve
sinemanın kişiye gerçeği değiştirme özgürlüğü verdiğini vurgular. Ancak, Kayıp
Otoban’da Fred, kamera nedeniyle cinayeti işlediği gerçeğinden kaçamamıştır.
Dolayısıyla Lynch, bu iki filmle kameraya zıt anlamlar yükler. Kamera, hem
gerçekleri çarpıtma özgürlüğü veren, hem de gerçeklerden kaçmamızı engelleyen bir
aygıttır. Her iki durumda da kamera büyük bir güce sahiptir.
Adam Kesher, evinin önünde üzerinde “havuz temizleme” yazan bir araba görür.
İçeri girer, yatak odasında karısını bir başka adamla birlikte bulur. Bu adam
tarafından kendi evinden kovulur. Karısı, hiç suçlu değilmiş gibi davranır. Aynı tavrı,
daha sonra Rita ile Adam, Diane’e gösterirler. Diane, yine nesnel gerçekliği
çarpıtarak öznel bir gerçeklik yaratır. Aslında istenmeyen Adam değil, Diane’dir.
Gerçekten de bir aşk üçgeni vardır. Ama bu üçgen Adam, Diane ve Rita arasındadır.
Bu aşk ilişkisinde ise dışarıda bırakılan Adam değil, Diane’dir. Diane, gerçekleri
kendine itiraf edemez. Aşk üçgenini tersine çevirir ve kurban konumuna Adam’ı
yerleştirir.

Betty ve Rita polis merkezini arayarak, Mulholland Yolu’nda bir kaza olup
olmadığını sorar. Daha sonra, Winkies’e girip, kaza ile ilgili olarak gazeteleri
tararlar. Gazetelerde, konuyla ilgili bir haber yoktur. Bunun nedeni, nesnel
gerçeklikte bir kaza olmamasıdır. Ancak, Rita garsonun isim kartını görünce
heyecanlanır. Aceleyle eve geri dönerler. Rita, aklına gelen ismin “Diane Selwyn”
olduğunu, bunun kendi ismi olduğundan şüphelendiğini söyler. Telefon defterinden
ismi tararlar. Şehirde, bu ismi taşıyan tek kişi olduğunu görüp, numarayı ararlar.
Betty, insanın kendisini aramasının tuhaf olduğunu söyler. Aslında, film boyunca
yapılan, kişilerin kendilerini aramalarıdır.
Mafya üyeleri, Adam Kesher’ın evine gider. O sırada bir otel odasında kalan
yönetmen, gece yarısı otelin sahibi tarafından uyandırılır. Bankadaki hesabının
kapatıldığını öğrenen Adam, sekreterini arar. Kadın, kendini Kovboy olarak tanıtan
bir adamın onunla buluşmak istediğini söyler.
Louise adlı bir kadın, Betty’nin evine gelir ve birinin başının belada olduğunu
iddia eder. Coco, Betty’nin, Ruth’un yeğeni olduğunu söyleyerek kadını
rahatlatmaya çalışır. Betty, ismini söyleyerek kendini tanıtır. Louise, Betty’nin
aslında Diane olduğunu ve kendi varlığını reddettiğini biliyormuş gibi, bu sözlere
inanmaz.
Adam, Kovboy’la buluşacağı yere gider. Kovboy da, Gizemli Adam gibi tanrısal
özellikler taşır. Yılmaz, Silgikafa’daki radyatördeki kadın ile İkiz Tepeler’deki cüceyi
de aynı kategoride değerlendirir (2004: 29). Ben Turk de, bu karakterlerin dinin
yerini tutan unsurlar olduğunu savunur. Bu karakterler, kimsenin bilmediklerini bilir.
Diğer karakterlere yol gösterir veya emir verir (http://actionmagazine.com/article).
Celeste, Gizemli Adam’ın Fred’in karısını öldürmesine dair unutkanlığı ve
bilinçsizliği olarak yorumlar (thecityofabsurdity.com/papers/celeste.html).

 Kovboy, Hollywood’un iyi için kullandığı ikondur ve bilinci simgeler. Ancak bu filmlerde
Gizemli Adam’ı, kötülük ve bilinç yokluğuyla; Kovboy’u ise, iyilik ve bilinçle
ilişkilendirmek için bir sebep yoktur. İki karakter de, iyinin ve kötünün ötesindedir.
Kovboy’un gelişi elektrik akımını etkiler. Buradan, onun doğaüstü özellikleri
olduğunu anlarız. Kovboy, Adam’a, bir adamın davranışının onun yaşantısını
belirlediğini söyler. Bu, varoluşçuluğun insanın düşündüğü gibi olduğu ve
davranışlarıyla belirlendiği görüşü (Camus, 2002: 143) ile örtüşür. Bu nedenle,
Kovboy’un varoluşçu bir karakter olduğu söylenebilir. Kovboy, Adam’a akıllı
olduğunu düşünmekle meşgul olduğunu söyler ve onu sözleriyle ilgilenmemekle
suçlar. Sonra, kendisine fotoğrafı gösterilen kızı seçmesini öğütler. Eğer doğru olanı
yaparsa, kendisini bir kez, yanlış olanı yaparsa iki kez daha göreceğini söyleyerek
gider. Kovboy, Adam’a bu sözleri söylerken, aslında Diane’e seslenir. Adam,
Kovboy’un verdiği emirleri uygulamadan filmine tekrar başlayamaz. Böylece bu
filmde de, kameranın sahibinin Kovboy olduğunu anlarız.
Tekrar “Hollywood” yazısını görürüz. Bu yazının arkasından izlediklerimiz,
Betty’nin sinemadaki temsili ile ilgilidir. Betty, Rita ile prova yapar. Coco, Betty’nin
evine gelir ve ona Rita’nın kim olduğunu sorar. Sorun yaratıyorsa ondan
kurtulmasını ister. Tekrar iki dedektifin görüntüsü ile karşılaşırız.
Betty, seçmelere gider. Evde çalıştığı sahneyi, jürinin önünde tekrar oynar. Klein,
Betty’nin Chad Everett ile yapılan seçmelerin filmin kalbi olduğunu söyler. Çünkü
bu sahne bize, Diane’in kendine dair idealleştirilmiş, başarılı aktris imajını gösterir
(http://dir.salon.com/ent/movies/review/2001/10/12/mulholland_drive/index.html).
Jürinin tepkisinden Betty’nin yetenekli bir oyuncu olduğunu anlarız.
Jüri üyesi iki kadın, onu başka bir filmin seçmelerine götürür. Bu, Adam
Kesher’ın filmidir. Betty içeri girince Adam, onun varlığını hissetmiş gibi arkasına
döner. Bakışlarından Betty’nin güzelliğinden etkilendiğini anlarız. Diane öznel
gerçekliğinde kendisine Adam tarafından beğenildiğini telkin eder. Oysa, gerçekte
Adam’ın beğendiği Camilla’dır.

Adam, Kovboy’un dediği gibi, Camilla Rhodes’u görünce, “Kız bu” der. Betty,
Rita’yla buluşmak için hızla seti terk eder. Sinema, Betty için Rita ile buluşacağını
unutmasına neden olacak kadar önemlidir. Ama Rita aklına gelince, Betty için aşk ve
sinema arasındaki öncelik sıralaması değişir. Rita’yla buluşmak için kariyerini
etkileyebilecek bir ortamdan ayrılır. Aşkı, sinemaya tercih eder.
Betty ve Rita birlikte taksiye biner. İki dedektif, arabalarında nöbet tutmaktadır.
Rita onları görünce korkar. Diane Selwyn’in evine gelirler. Kapıyı açan kadın, Diane
Selwyn ile evlerini değiştirdiklerini söyler. Selwyn’in yeni dairesine gizlice girerler.
İçeride sarışın bir kadının cesedini bulurlar. Rita korkar, ancak Betty sükunetini
korur.
Eve döndüklerinde Rita, yasadışı işlerle ilgisi olduğunu düşündüğü için, saçlarını
kesmeye başlar. Betty, onu peruk takmaya ikna eder. Böylece iki kadın, fiziksel
olarak birbirine benzer.
Rita, yatağında yatan Betty’nin yanına gelir. Betty, ona birlikte
uyuyabileceklerini söyler. Cinsel açıdan yakınlaşırlar. Betty, Rita’ya ona aşık
olduğunu söyler. Ama, Rita ona yanıt vermez.

Rita, uykusunda sayıklar. Betty’i uyandırır, kendisi ile bir yere gelmesini ister.
Birlikte Silencio adlı bir klübe giderler. Sahnedeki adam, izleyicilere, orkestra
olmamasına rağmen bir müzik duyacaklarını ve tüm gösterinin bant kaydı olduğunu
söyler. Mekan tiyatro sahnesi olmasına rağmen, izlediklerimiz sinema ile ilişkilidir.
Rebekah Del Rio sahnede, İspanyolca’da “ağlamak” anlamına gelen bir şarkı
söyler. Şarkıcı, Rita ve Betty ağlar. İlk kez bu klüpte, Betty zayıflık gösterir. Güçlü
ve neşeli genç kadın imajını yitirir. Şarkıcı sahnede bayılır, ama şarkı sürer. Betty,
izlediğinin bir yanılsama olduğunu anlar. Öznel gerçeklikte olduğunu fark eder.
Şarkıcının bayılmasına rağmen, müziğin sürmesi yalnızca sinemada rastlanabilecek
bir durumdur. Bir oyuncunun sahnedeki kimliğinin gerçek olmayışı gibi, kendine
seçtiği kimliğin de bir yanılsama olduğunu görür. Ben Turk’e göre, bu sahne,
Diane’nin sinemanın gerçeklik ve kimlik yaratma gücü üzerine düşünmesini anlatır.
Mekanın tiyatro sahnesi olmasının nedeni, Diane’in de, izleyicinin de film gerçekliği
içinde olmasıdır (http://actionmagazine.com/article).

Betty çantasını açar. Rita’nın çantasından çıkan mavi kutuyu açacak olan anahtarı bulur. Betty’nin nesnel
gerçekliğe geri dönmeye karar vermesi, Rita’ya aşkını açıklamasından hemen sonra
gerçekleşmiştir. Aşk, Betty’yi kendine karşı dürüst davranmaya yöneltmiştir.
Eve giderler. Rita artık güvenli görünmektedir. Kutuyu sakladıkları yerden
çıkarır. Kayıp Otoban’da kendisini öldürmeden önce Renee’nin Fred’e seslenişi gibi,
Rita da, Betty’yi arar. Ona İspanyolca nerede olduğunu sorar. O da, Renee gibi yanıt
alamaz. Rita, kutuyu mavi anahtarla açar. Kutu yere düşer. Büyü bozulur, öznel
gerçeklik sona erer. Betty, Diane’e dönüşür. Ben Turk’e göre, bu noktada Diane’in
fantezi dünyası yıkılır. Bu sahne öz-algı ve kimliğe dair varoluşçu iddialar üzerine
kuruludur. Kendi kimliğimize dair gerçeği bilemeyiz. Kendimizi, toplumdaki diğer
bireyleri ayna olarak kullanarak tanımaya çalışırız. Ama bunu başaramayız, çünkü
diğerlerini tam olarak bilemeyiz (http://actionmagazine.com/article).
Ruth Teyze görünür. Ardından Kovboy gelir ve Diane’e uyanmasını söyler. Bu,
Diane’in Kovboy’u ilk görüşüdür. Diane, doğru olanı yapmıştır, öznel gerçekliğini
terk etmiştir.
Kapı çalar, Diane yataktan kalkar. Bu haliyle, ilk yarıda izlediğimiz Diane
Selwyn’in cesedini hatırlatır. Böylece, izleyici onun aslında Betty değil, Diane
olduğunu anlar. Gelen Diane’in eski ev arkadaşıdır. Kadının erkeksi tavırları
nedeniyle aralarında eşcinsel bir ilişki yaşanmış olabileceğini düşünürüz.
Konuşmalarından üç haftadır Diane’in ruhsal bunalım yaşadığını anlarız. Komşusu
onda kalan eşyalarını ve kül tablasını alır. Betty, sigara içmez, evinde kül tablası
yoktur. Diane’i de sigara içerken görmeyiz, ama telefonun yanındaki kül tablasının
içinde çok sayıda izmarit vardır. Bu, Betty ile Diane’in kişilikleri arasındaki farkın
simgesidir. Betty, saf bir taşra aile kızıdır, ama Diane Hollywood’da kendine bir
kariyer edinmeye çalışırken bu özelliğini yitirmiştir.

Diane, nesnel gerçekliği seçmesine rağmen, zaman zaman öznel gerçekliğe geri
döner. Gerçek adının Camilla olduğunu öğrendiğimiz Rita’nın geri geldiğini hayal
eder. Onun üç hafta önce Diane’i, Adam için terk ettiğini anlarız. Kamera Diane’i
farklı açılardan görüntüler, böylece onun huzursuzluğunu hissederiz. Diane kahve
yapar. Bunun Winkies’deki kahve fincanları ile aynı olduğunu görürüz. Bu ayrıntı,
Diane’in kafede garson olarak çalıştığı anlamına gelebilir.
Diane, kanepeye doğru ilerler. Camilla’nın çıplak bir şekilde yattığını görür.
Diane’in üzerindeki sabahlık yok olmuştur. Tekrar Betty kimliğini yaşadığı
günlerdeki gibi bakımlıdır. Karakterlerin giysileri, izlediğimizin nesnel gerçeklik
olup olmadığı konusunda bize bilgi verir. Camilla, Diane’e ilişkilerini sona
erdirmeleri gerektiğini söyler. Sehpanın üzerindeki kül tablasını görürüz. Komşusu,
kül tablasını Diane’den aldığı için, izlediğimizin geçmişte yaşandığını ve Diane’in
bunu hatırladığını anlarız. Kutuyu açmak fantezi dünyasını ortadan kaldırır, ama
gerçekliğin tamamen başlamasına neden olamaz. Çünkü varoluşsal bunalım, o kadar
kolay bir şekilde çözülemez (Turk, http://actionmagazine.com/article).

Diane, Camilla’nın oynadığı bir filmin çekimlerini izler. Burada filmin adının
Sylvia North Story olduğunu öğreniriz. Filmin yönetmeni Adam, erkek oyuncuya,
Camilla’yı nasıl öpeceğini gösterir. Onları izleyen Diane, Camilla’nın kendisinin
yerine Adam’la birlikte olmak istediğini anlar. Sinemada başarısız olan Diane, aşık
olduğu kişiyi de kaybeder. Sonradan filmin yönetmeninin Adam değil, Todd Burcher
olduğunu öğreniriz. Bu, izlediğimiz bu sahnenin de öznel gerçekliğe ait olduğunu
ortaya koyar.
Camilla, Diane’i evinde ziyaret eder. Ama Diane, onunla konuşmak istemez.
Sonraki sahnede Diane mastürbasyon yapar, görüntü bulanıklaşır. Diane akli
dengesini kaybetmek üzeredir. Telefon çalar, Diane telefonu yanıtlar. Camilla,
Diane’i verdiği partiye davet eder. Parti, Mulholland Yolu’ndadır. Diane, kapının
önünde bekleyen Cadillac’a biner. Araba beklemediği bir yola girer. Öndeki adam,
kendisi için bir sürpriz hazırlandığını söyleyerek Diane’i sakinleştirir. Bunları, ilk
yarıda Rita’nın başından geçerken izlemişizdir. Böylece ilk yarıda izlediklerimizin,
Diane’in yaşadıklarının etkisinde kalarak yarattığı öznel gerçeklik olduğunu anlarız.
Bu öznel gerçeklik Diane’in kendi çektiği acıları, Rita’ya mâl etmesiyle
şekillenmiştir.

Camilla, Diane’i karşılar, partinin yapıldığı eve giderler. Onları Adam ve Coco
karşılar. Coco’nun, aslında Ruth Teyze’nin yaşadığı sitenin yöneticisi değil, Adam’ın
annesi olduğunu anlarız. İlk yarıdakinin aksine, Coco, Diane’e sevmez.
Yemek masasında, Diane onlara kendisini anlatır. Bu sahne, filmin tamamını
anlamlandırmamızı sağlar. Diane, bir dans yarışmasında birinci olduktan sonra
Hollywood’a geldiğini söyler. Masadakiler ona inanmaz. Filmin jeneriği göz önüne
alınınca, bu anlaşılır hale gelir. Diane, sinema endüstrisinde çalışan teyzesinin
öldükten sonra, kendisine para bıraktığını söyler. Diane, ilk yarıda, Ruth Teyze’nin
bir filmin çekimi için Kanada’ya gittiğini söylemiştir. Amerika’da, “Kanada’da film
çekmek, ölmek demektir” şeklinde bir deyiş vardır. Bu, Ruth Teyze’nin hayatta
olmadığını düşündürür. Diane, Camilla ile Sylvia North Story filminin seçmelerinde
tanıştığını, başrolü çok istemesine rağmen Camilla’ya kaptırdığını anlatır. Burada,
önemli bir ayrıntı gizlidir. Bu, Diane’in Camilla ile Adam’ın yakınlaşmalarına tanık
olduğu filmdir. Ama aslında yönetmen Adam değil, Todd Burcher’dır. Bu filmin adı,
masada gerginliğe yol açar. Camilla’nın, bu filmdeki rolü yeteneği sayesinde değil,
mafya ile olan ilişkileri sayesinde aldığını anlarız. Diane, Camilla’nın kendisine
filmlerde küçük roller alması için yardım ettiğini anlatır.
Adam, “benim havuzum var, onunsa havuzda sevişecek bir erkeği,” der. Bu ilk
yarıda, Adam’ın karısının onu havuz temizleyicisi ile aldatmasını akıllara getirir.

Diane’nin yaptığı, öznel gerçekliğinde, Adam’ı kendisi gibi aldatılmaya mahkum
etmektir. İlk yarıda, Camilla Rhodes sandığımız kadın gelerek, gerçek Camilla’yı
öper ve Diane’e alaycı bir şekilde bakar. Diane, incinmişliğini ilk yarıda, bu kadına
mafya sayesinde yükselen kadın imajını yükleyerek ifade etmiştir. Ancak, aslında
haksız bir başarıya kavuşan Camilla’dır.
Diane, Kovboy’u ikinci kez görür. Böylece Diane’in kötü olanı yaptığını anlarız.
Diane yanlış seçim yapar, Camilla’yı öldürme kararı alır. Kovboy’un partide olması
için hiçbir sebep yoktur, ortama uyumlu görünmez. Sadece, Diane’e yanlış olanı
yapacağını göstermek için gelir. Adam ve Camilla, bir duyuru yaparak
evleneceklerini açıklamaya hazırlanırlar. Diane ağlar. Bir kırılma sesini duyarız.
Film zamanda ve mekanda bir sıçrama yapar.

Betty adlı garson, kırılan bardak için özür diler. Diane, daha önce Telefon
Numaralarıyla Dünya Tarihi adlı kitabı çalan adamla birlikte oturur. Onun, bir
kiralık katil olduğunu görürüz. Diane, katile Camilla’nın fotoğrafını gösterir. "İşte
kız bu” der.

Diane, katile parayı verir. Katil de ona, cinayetin işlenmesinin ardından mavi
anahtarı sözleştikleri yerde bulacaklarını söyler. Kasanın yanında, kabusunu anlatan
adam durur. Diane, anahtarın neyi açacağını sorar. Kiralık katil, güler ve soruyu
yanıtlamaz. Ama, yönetmen bize anahtarın açtığı kutunun, filmin başında
gördüğümüz ürkütücü görünümlü kişide olduğunu gösterir. Adam ilk yarıdakinin
aksine, yardıma ihtiyacı olan biri gibi görünmektedir. Bu da film boyunca
görüntülerin bizi aldatacağını gösterir. Her ayrıntı, ilk yarıda izlediklerimize atıfta
bulunarak gerçek anlamını bulur.
Kutu, adamın elindeki kese kağıdının içindedir. Kese kağıdının içinden küçük
boyutta yaşlı çift çıkar. Böylece, çiftin Diane’in yaşadığı sorunlarla ilgili olduklarını
anlarız. Bu iki karakter, aslında Diane’i sevdiği insanı öldürmeye iten nedenleri
temsil eder. Çifti, Diane’in sinemadaki ve aşktaki başarısızlıkları olarak
değerlendirebiliriz.

Diane, evindeki sehpanın üstündeki mavi anahtara bakar, Camilla’nın
öldürüldüğünü anlar. Kapı çalar, dedektiflerin geldiğini düşünürüz. Diane korkar,
yaşlı çiftin kapının altından eve girdiği sanrısına kapılır. Yaşlı çift genç kadının
üstüne yürür. Diane onlardan kaçar. Odasına gider, yatağın üstünde kendini vurur.
Kareye, Hollywood yazısı, Silencio Kulübü, Betty ve Rita’nın görüntüleri gelir.
Kulüpteki mavi saçlı kadın “Silencio” der.

Hiç yorum yok: