19 Aralık 2011 Pazartesi

SENARYO KAVRAMI

1. SENARYO
1.1. Senaryo Kavramı
1.1.1. Senaryonun Tanımı
Yapım süreci içinde yazılıbir metni olmayan bir film çekmek pek mümkün değildir.
Bu yüzden film çekimleri bir senaryo dâhilinde gerçekleştirilir. En basit tanımıyla senaryo,
kelimelerle resim yaratma sanatıdır diyebiliriz. Daha kapsamlıbir senaryo tanımıyapacak
olursak; belli bir teknik ve yeteneğe dayanan, sinema sanatıkurallarınıve çağın tekniğini
dikkate alan, ilk satırından son satırına dek sinema ve televizyona uygun olarak hazırlanan
metindir, diye tanımlayabiliriz. Diğer bir tanımlamaysa senaryoyu, görüntü ve sese
dönüşecek bir düşüncenin, bir olayın yazıya dökülmüşhâlidir, diye anlatır.
Kendine özgü bir yazım tekniği olan senaryo dediğimiz metin, iki yönlü bir çalışmayı
kapsar. Birinci yönünde, sinemanın kurallarıve koşullarıdikkate alınarak doğaçlama olarak
ya da başka sanat dallarından uygulanarak, ele alınan konudan dramatik yapıkurulur. Bu
yapıiçinde düşünceler, entrikalar verilerek bir olay anlatılır, olayıyaratan kişiler arasında
ilişkiler düzenlenir ve olay bir sonuca ulaştırılır. Senaryo ikinci yönüyle teknik bir
çalışmadır: Görüntü, ses ve sahneleme yöntemleri gibi ögelerin ayrıntılarınıkapsayan; kısaca
yapımın içeriğini, biçimini, önemli bilgilerini kapsayacak şekilde düzenlenmesidir. Senaryo
yazımında kullanılan bazıkurallar, öncelikle senaryonun bu şekil yanıyla ilgili olanlardır.
Senaryo yazımıaraştırma, gözlem, genel kültür, yaratıcıhayal gücü ve yazma yeteneğiyle
doğrudan ilgili bir olaydır. Kişilerin özelliklerinin farklıolmasınedeniyle bu konuda başarı
için kesin bir formül vermek mümkün değildir. Bu konuda söylenebilecek en gerçekci söz,
senaryonun nasıl yazılacağıbiçim olarak öğrenilebilir; ancak yaratıcıçalışma zamanla olur.


ARAŞTIRMA

1.1.2. Senaryo- Edebiyat İlişkisi
Sinema dramaturjisi kavramlarını, dolayısıyla terminolojisini büyük ölçüde
edebiyattan almış, deyim yerindeyse transfer etmiş bulunmaktadır. Doğal olarak edebiyat
alanında kendini yetiştirmemiş bir kişinin aydın, başarılı ve üretken bir senarist olması
imkânsızdır. Önce edebi eserler ve edebî bilgilerle üretkenliği sağlayacak donanım
oluşturulmalıdır. Bu üretme gücünü sağlayan donanım, sinema kurallarınında öğrenilmesiyle
senaryo alanında sistemli ve başarılıbir üretimi beraberinde getirecektir. Edebiyatı temelinde
epik, lirik ve dramatik olmak üzere üç ayrıtüre ayırmak artık gelenek hâline gelmiştir.
Bunların yanısıra edebiyatın bu üç türü arasında, birbiriyle kaynaşarak sinema dramaturjisi
alanında yeni oluşumlar meydana gelerek karşılıklıgeçişlerde bulunmaktadır.

Resim 1.1: Edebî eserler sinema ve televizyon dünyasına her zaman ilham kaynağıolmuştur

1.1.3. Senaryonun Tarihçesi
1.1.3.1. Sessiz Sinema Döneminde Senaryo
Günümüzde yalnızca insan sesleriyle yetinmeyip seyirci üzerindeki etkisini arttırmak
için ses efektlerini bilen, son teknoloji sistemleriyle veren sinema endüstrisi, ikinci dünya
savaşının başladığıyıllara kadar filmlerini sessiz çekmek zorundaydı. Çünkü filmleri sesli
olarak çekme teknolojisinden yoksundu. Sinema filmlerini sesli olarak çekme konusunda en
önemli adımlarıThomas Edison’ın firmasıattı. Ancak onlar da yaptıklarıişin önemini
kavrayamamış, sesli film çekmeyi geçeci bir heves olarak görmüşlerdi.
Sessiz sinema döneminde yazılan film senaryolarında, oyuncuların diyaloglarıfazla
önem göstermiyordu; çünkü film gösterimi sırasında projeksiyon makinesinden çıkan sesin
dışında hiçbir ses yoktu. Bu yüzden oyuncular anlaşılır olmak için, daha ziyade mimik ve
beden dillerini kullanıyorlardı. Ancak çok gerektiği durumlarda sahneler arasına diyalog
sahneleri eklenerek seyirciye gerekli açıklama yapılmaya çalışılıyordu. Filmde diyalog ve
diğer ses unsurlarının olmaması, anlaşılır olmak adına hem senaristin, hem de oyuncunun
işini zorlaştırıyor; abartılıoyunculuk ve sahnelerin çekimine zemin hazırlıyordu. Ancak
ilginçtir ki, sesli film çekimlerinin başlamasıyla da bazısanatçılar gerçek sesleriyle
izleyiciye hitap edince şöhretlerini yitirmişlerdir.

1.1.3.2. Sesli Sinema Döneminde Senaryo
Sessiz sinema, kendi başına bir sanat, kendine özgü kurallarıolan, belli ilkelere
dayanan bir anlatım olmuştu ki, birdenbire ortaya ses öğesi çıktı. Ses öğesinin sinemada her
şeyden önce sözlendirme için kullanılacağı, filmlere ara yazılar konulmaya başlandığından
beri anlaşılmıştı. İlk sessiz filmlerde ara yazıyoktu; daha sonralarıbir çekimden öbürüne
geçerken zaman bakımından ilerlemeyi göstermek, bulunulan yeri belirtmek, kişilerin
kimliğini ortaya koymak için ara yazılar kullanılmaya başlandı. Giderek bunlar yerini
''konuşma”yıgösteren yazılara bıraktı. 1920 yıllarına doğru senaryonun gelişmesi, görüntüler
kadar ara yazılar, çekimler arasında açık kapatmak ihtiyacınıduyan kurgucunun isteğine
göre değil, senaryocunun isteğine göre hazırlanıyordu. Sessiz sinemanın son birkaç yılı
içinde ''konuşma''yla ilgili sözler o kadar önem kazandıki, herhangi bir oyuncu ağzınııp
söz söylemeye başlarken çekimi kesip bir arayazıyla bu sözü vermek alışkanlık hâline geldi.
Sinemada sesin, daha doğrusu sözün saltanatıbaşlamıştı.
Sesli film ortaya birtakım önemli meseleler çıkardı: Sesleri elverişli olmayan sessiz
film çağının birçok önemli ünlü oyuncusu, birden kendilerini endüstrinin dışında
buluverdiler. Yaklaşan iktisadi bunalım, sesli filmin çıkışısayesinde, sinema endüstrsini bu
sarsıntının dışında bıraktı. Sinemanın büyük ustalarısesli film karşısında kararsızlığa
ştüler. Sesli filmin ilk yıllarısanat bakımından oldukça başarısız geçti. Halk sesli filme
büyük ilgi gösterirken, Chaplin, Clair, Pudovkin, Eisenstein, Murnau gibi büyük sanatçılar
sesli filme cephe aldılar. Öbürlerinden ayrıolarak Eisenstein, Pudovkin ve Aleksandrov,
6
sessiz film çağının artık geçtiğini, ses öğesinin filmde destekleyici bir rol oynayabiliceğini
kabul ediyorlar, fakat bir film sahnesine eklenecek konuşmanın sahnenin bütün değerini,
özellikle bir çekimden öbürüne geçişteki özelliği yok edeceğini öne sürüyorlardı.
Sesin filmlere eklenmesi, sinemayısessiz bir hareketli resimler dizisinden çıkarıp
hayatın bire bir kendisine dönüşmesini sağladı. Seslerinin duyulmasıyla gerçek, canlıkişilere
dönüşen karakterler, karmaşık ses efektleri ve görsel aksiyonlar sayesinde yapboz
tamamlanmışoldu. Sinemaya yepyeni bir boyut getiren ve görüntüyü zenginleştiren ses her
ne kadar mümkün olduğunca iyi kullanılmaya ve geliştirilmeye çalışılıyorsa da hakkında
daha öğrenilecek çok şey var.
Yazarların, eski sisteme göre uyguladıklarıyaratıcılıklarınıartık çok daha genişlemiş
olan bu yeni sahada sürdürmeleri ve sinema dünyasına yepyeni ufuklar açan, görselliği
zenginleştiren sesi görsellikle en mükemmel şekilde birleştirebilicekleri çalışmalarıortaya
koymalarıgerekiyordu. Yazarlar, ses eklenmeden önce filmlerde ortaya çıkan eksikliğin
başka yollardan giderilmeğe çalışılmasısonucu ortaya çıkan ve filmin akıcılığını, doğallığını
bozan eksik ve kusurlu ara yazılar yerine yeni alana en uygun şekilde anlamlıve güzel
diyaloglar yazmak zorundalardı.


1.1.4. Senaryonun Evreleri
1.1.4.1. Taslak Öykü (Sinopsis)
Taslak öykü, tema seçilip konu belirlendikten sonra geliştirerek, yazmaya karar
verdiğiniz film öyküsünün en kısa yoldan 1-2 sayfa içinde özetlenmesidir.
Taslak öykü, eserin konusu üzerinde ilgilileri (yapımcı/yönetmen) aydınlatan
metindir.
Ticari sinemada ya da televizyonda bir filmin yapılıp yapılmamasına çoğu kez,
senaryo taslağıda denilen taslak öykü okunduktan sonra karar verilir. Bu nedenle
taslak öykü zaman ekonomisi açıdan önemlidir.
Taslak öyküyü kısa yazmak önemlidir. Öyküyü bir iki paragrafta ya da bir–iki sayfada
anlatabilmek, aynıöyküyü fazla sayfada anlatabilmekten daha zordur.
Taslak öykü yazımında dikkat edilecek nokta, ilk aşamada verilen aşırıayrıntının,
sonradan öykünün önünde engel oluşturabileceğidir.
Taslak öykü şu bilgileri kapsar:
İşlenecek tema kesin olarak ortaya çıkar.
Olaylar dizisinin geçtiği zaman ve çevre (mekânlar) belirlenir.
Olaylar dizisini oluşturan ana ve diğer önemli kişiler ortaya konulur. Ana ve diğer
kişilerin tanımlamasıilk adımda yaşve kişiye ilişkin bilgileri içerir.
İkinci adım, taslak yapıyısomutlaştırmaktır; somutlaştırma öyküyü birleştiren,
bütünleştiren omurganın biçimlendirilmesiyle olur.
Bu çalışma, daha sonra bir senaryoya dönüşecek olan öykünün gelişimini açıklar.
Taslak öykü, genişzaman kipiyle yazılır.
7
Bir taslak (synopsis) öykü
1.1.4.2.Geliştirim Senaryosu (Treatment)
Taslak öyküye kısa öykü denilirse, geliştirim, bu kısa öykünün daha ayrıntılıolarak
kırk, elli sayfa genişletilip işlenmesiyle elde edilir. Bu evrede, senaryo yazarından, sanat
değeri büyük bir uzun öykü ya da roman değil, yalnızca başarılıbir film metni hazırlanması
beklenir. Geliştirim bir sinema öyküsüdür, bu nedenle, her şeyden önce sinemanın
koşullarına uygun olarak hazırlanmasıgerekir. Öykü geliştirilirken, sonuçta çekilecek filmin
akışı, her görüntüsü bu evrede tasarlanır. Öyküdeki her çekim içeriği ve bunun ayrım
içindeki yeri tam olarak belirtilerek tıpkıperdede görüntüleneceği biçimde yazılır. Film
öyküsünün çatısıolan öyküleme (dramatik yapı) geliştirim senaryosunda tamamen kurulur.
Ortaya çıkan metin, tamamlanan bir filmde yer alacak görüntülerin, sözcüklerle kâğıt
üzerinde anlatımıve bu anlatımın sinemanın gerektirdiği koşullara uygunluğudur.
Senaryo yazarı, bu çalışmasınıyaparken, sinema özelliği olmayan durumlarda, diğer
sanatlar için geçerli olan kurallardan, tekniklerden yararlanır. Geliştirim, aşağıyukarı
kendine özgü teknikle yazılan uzun bir öykü olduğuna göre, uzun öykü tekniği ve genel
olarak roman / öykü türünün tekniği burada senaryo yazarının işine yarar.
Geliştirimde dikkat edilecek noktalar şunlardır:
Kişilerin özelliklerinin belirtilmesi (kişileştirme),
Çevre özelliklerinin ortaya konulması,
Hareketlerin düzenlenmesi.
Kısaca:
Geliştirimde dramatik yapıbelirlenir. Olgular sıralanır. Olayların bağlantıları
sağlanır. Konunun gelişme ve çatışma noktalarıbelli olur.
Kişiler özellikleriyle tanıtılır, kişiler ve onların ortaya koyduğu olaylar irdelenir.
Konuşma örgüsünün (diyalog) en önemlileri yazılır.
Ele alınan öykünün özetteki gibi yalnızca ana hatlarıdeğil, ikincil derecedeki
gelişmeleri de belli olur.
Her anlatım, her cümle, filmdeki görüntülere uygun olacak biçimde yazılır.
Genişzaman kipiyle yazılır. Edebî süslemeler yapılmaz.
Orta yaşıgeçkin, yalnız ve evcimen bir erkek, kendisinden küçük bir
kadınla tanışır ve arkadaşolurlar. Ancak arkadaşlarının dalga geçmesi
sonucu ne yapacağınıbilemez duruma gelince kızdan ayrılır. Daha sonra
erkek hayatında kızın yerinin çok önemli olduğunu anlar ve onu arar…
8
Bir geliştirim (tretmand) örneği
1.1.4.3. Ayrımlama Senaryosu
Ayrımlama senaryosu, senaryo yazarının bireysel çalışmasıbittiği, her şeyin
sonuçlandığıüçüncü aşamadır. Ayrımlama senaryosu, geliştirim evresinde genişletilen
öykünün, birçokşekil öğesinin birleşmesiyle, sinema tekniğine ve gereklerine göre, dış
yapısının (biçim) oluşturularak, çekim senaryosu olmaya hazır metin durumuna
getirilmesidir. Yazarın öngördüğü, belli bir sonuca giden olaylar dizisinin en küçük
ayrıntıları, tüm kişiler, kişilerin kişilik özelliklerini gösteren iç ve dışhareketleri, kişileri
birbirleriyle ilişkileri, konuşma örgüsü ve sesler (doğal sesler/müzik) ile, kısaca her şeyi ile
içerik ortaya konarak, geliştirilen metin ayrımlar (sequence) sahnelere, sahneler de çeşitli
ılardan, çeşitli ölçeklerden, çeşitli kamera hareketleri ile alınacak bir dizi çekimden oluşan
birimlere bölünür.

1.1.4.4. Çekim Senaryosu
Çekim senaryosu (Shoting Script), senaryo çalışmasının son evresidir. Ayrımlamanın
hazırlanmasından sonra, yazar ile yönetmen ya da yalnızca yönetmen çekim senaryosunu
oluşturmaya başlar. Filme dönüşecek metnin çekilmesine temel olacak tüm bilgiler bu
evrede, çekim senaryosunda yer alır.
Çekim senaryosunun en kısa tanımı: Henüz çekilmeyen filmin, bittiği zaman alacağı
biçimin, önceden en küçük ayrıntılarına dek kâğıt üzerinde belirttiği metindir. Diğer bir
tanıma göre, çekimlere bölünen çevrim için gerekli tüm uygulama açıklamalarınıtaşıyan,
konuşmalarıve sesle ilgili tüm bilgileri veren senaryo; senaryonun çevrime hazır durumdaki
en son aşamasıve biçimidir.
Çekim senaryosu, geliştirimde genişletilen, ayrımlama evresinde bölüm, ayrım,
sahnelere -ve hatta çekimlere- ayrılan metnin; sinemanın tekniğine göre (değişik kamera
konumları, çeşitli açılardan, ölçeklenen çekimler) düzenlenmesidir. Tüm hareketler (oyuncu,
kamera: kameranın çerçevelendiği görüntü, kamera hareketleri), kullanılan sesler
(konuşmalar ve doğal sesler/müzik), görüntü efektleri vb. Bu metinde ayrımlar (sequence),
sahne, çekim durumunda verilir.
Biçim özelliği olan çekim senaryosunun değişik sunum biçimleri vardır. Ama
hepsinde ortak olan, görüntülerin içeriği, oyuncuların hareketleri, konuşmaların diğer
seslerin yazılmasıdır. Bunlar arasında da kamera devinim ve çekim ölçeklerinin yer alması
gerekir. Senaryo sayfasında yer alan görsel bildirimler, yönetmeni ilgilendiren tüm bilgileri
kapsar. Bu bilgiler aynızamanda çekimde görevli olanların, çekim anında yapacaklarıher
şeyi içerir.
Herhangi bir çekim senaryosuna bakıldığında, önce kimi yatay çizgiler dikkati çeker.
Bu çizgilerin üstünde sırayla bir rakam, bazıyer adlarıyer alır. Senaryoda görülen her yatay
çizginin üstünde yer alan rakamlar ve yazılar, ilgili olduğu çekimlerle ilgili derli toplu ve
özet bilgileri verir. Özellikle yapım aşamasında hazırlanacak çalışma programıiçin bu
bilgiler büyük kolaylık sağlar.

1.2. Senaryonun Bölümleri
1.2.1. Çekim (Shot)
Çekim, filmi oluşturan dramatik yapının en küçük birimidir. İki noktalama imi
(kesme, zincirleme vb.) arasında kalan görüntü dizisine çekim adıverilir. Diğer bir tanımla,
“çekim” , kameranın hiç ara vermeksizin, durduruluncaya değin, sürekli olarak bir görüntüyü
filme kaydetmesidir. Çekim, bir sahne içindeki belirli kişi ya da nesneye odağın değiştiğini
gösteren bildirimdir. Çekimlerin, kurguyla bir araya getirilmesiyle sahne oluşur.

1.2.2. Sahne (Scene)
Tiyatrodan sinemaya aktarılan sahnenin iki tanımıvar. Birincisi, oyun alanına bir
oyuncunun her bir girişi yeni bir sahnenin başlangıcıve her bir çıkışıo sahnenin sonudur.
Buna “Fransız Sahnesi” denilir. İkincisi olayların gerçekleşeceği yeri (mekânı) ya da dekoru
tanımlar. Bu nedenle tiyatro oyunları; günlük hayattan farklıolay akışı, seçilmişve
ayıklanmışolaylar, bölünmüşçeşitli sahneler, değişik ortam ve zamanlardan oluşur.
Sinemada sahne, film içinde, dekorun ve kamera açılarının değiştiği yerlerdeki tamamlanan
bir durumu belirtir. Buna “Çekim Sahnesi” denir. Başka bir deyişle sahne, aynıkişiler ve
aynıdekor (mekân) içinde geçen, sürekli bir olayıgösteren bir ya da daha çok çekimden
oluşan görüntüler dizisidir. Kısaca sahne, aynıkişilerin aynıdekor (mekân) içinde, aynıanda
yer aldıklarıçekimler bütünüdür ve tamamlanan bir durumu belirtir. Sinemada sahne, yazarı
rahatlatan “vurgu” olarak adlandırılır. Sahne ya da vurgunun ölçüsü ne kadar olacak? Belki
20 saniye, belki 4 dakika (iki senaryo sayfası), ama ender olarak, daha uzun da olabilir.
Sahne içinde olay örgüsünü ortaya koyan devinimin, birbirini izleyen çekimler boyunca
uyumlu olmasıgerekir. Öyle ki, olay / olgu, gerçek hayatdaki olgusal bir zaman akışiçinde
anlatılır.
Tüm senaryo aşamaları, daktilo ya da bilgisayarla yazılır. Sayfa üzerinde gördüğünüz,
ayrımlama senaryosunun olamazsa olmaz biçimsel öğeleri nelerdir, nasıl, ne zaman kullanılır
ve nasıl gösterilir? Şimdi, sırayla bu öğeleri görelim:

Sahne başlığı
Görsel anlatım (oyuncu hareketleri)
Kişi adı
Ayraç
Konuşma örgüsü (diyalog); ikili konuşma örgüsü (ikili diyalog)
Genişleme
Çekim
Geçişler

1.2.3. Ayrım (Sequence)
Bölümler içinde yer alan ayrım, öykülemeyi (dramatik yapı) oluşturan, olayın içinde
gelişip sonuçlandığıkendi içinde bir bütünlüğü olan sahneler dizisidir. Ayrım tek ya da
değişik yerlerde geçebilir. Örneğin, dışsahne ile başlayıp iç sahne ile sürebilir. Olağan
uzunluktaki filmde ortalama 25-30 ayrım bulunur. Kesinlikle sessiz ve durgun olmayan
ayrımlar, tıpkıteleferiklerin yükseğe tırmanmalarınısağlayan dişli çarklar gibi, hareketleri
ileri taşır.
1.2.4. Bölüm (Part)
Bölüm, öykünün dramatik gelişiminin başıve sonu olan bölümlerin birleşmesiyle
öykünün tümü ortaya çıkar. Olağan uzunluktaki (90 dakika) bir filmde ortalama 7-8 bölüm
bulunur. Filmdeki her bir bölüm, bir romanın, bir tiyatro oyununun bir bölümüne
(perdesine) eşdeğerdir

Hiç yorum yok: